Hüsnühat Sanatı Ve Hattat Yâküt El-Müsta’sımı
Hattat Yakut Musta’sımi kalem ağzını muharref yani meyilli kesmiş ve Aklam-ı Sitte’ye güzellik katmıştır. Yakut, hiçbir zaman yok olmayacak bir yazı çeşidi geliştirerek Kıbletül Küttab (yazıcıların kıblesi) adını almıştır.
Yakut-ı Mustasımi Ünlü hattat. İsmi, Yakut bin Abdullah’tır. Künyesi Ebü’l-Mecd, lakabı Cemaleddin’dir. Son Abbasi halifesi Musta’sım-billah’ın kölesi olduğu ve onun terbiyesinde yetiştiği için Musta’sımi diye de Ünlüdur. Doğum tarihi, kesin olarak bilinmemektedir. Amasya’da doğduğunu nakleden kaynaklar vardır. 1298 (H.698)de Bağdat’ta vefat etti.
Kağıdı Bittiği İçin Yanında Bulunan Keten Mendil Üzerine Yazı Yazmıştı.
Aslen Türk veya Rum asıllı bir köle olan Yakut bin Abdullah, son Abbasi halifesi Musta’sım-billah tarafından satın alındı. Halifenin himayesinde ve terbiyesinde yetişen Hattat Yakut el-Musta’sımi, zamanının alimlerinden ilim öğrendi. Özellikle Arap dili ve edebiyatı hususunda ihtisas sahibi oldu. Abdülmü’min Safiyyüddin Bağdadi ve İbn-i Habib gibi kimselerden hat sanatını (güzel yazı yazmayı) öğrendi. Eski hattatlardan İbn-i Mukle ve İbn-i Bevvab gibi üstadların eserlerini okuyup, inceleyerek kendisine has bir yazı stili geliştirdi. Güzel yazı yazmakla Ünlüdu. Halifeden çok yakınlık görüp, onun iltifat ve ihsanlarına kavuştu. Hat sanatı üzerine pek kıymetli talebeler yetiştirdi. Bin kadar mushafı kendi el yazısıyla yazdı. Moğol hükümdarı Hülagu’nun Bağdat’ı istilasını gördü. Rivayete göre Hülagu Bağdat’a girdiği zaman bir minareye gizlenen Yakut, kan, ateş ve yağma ile dolu günleri burada yazı yazarak geçirmişti. Hatta kağıdı bittiği için yanında bulunan keten mendil üzerine yazı yazmıştı.
Hayatının daha sonraki yılları hakkında açık ve kesin bilgi bulunmamakla birlikte, yazılarının ferağ kayıtlarından Bağdat’tan ayrılmadığı, bu sebeple Bağdat’ın bir müddet daha hat sanatının merkezi olarak devam ettiği anlaşılmaktadır. Moğol istilasından sonra tekrar itibara kavuşmuş olan Yakut-ı Musta’sımi, Özellikle Alaaddin el-Cüveyni ve kardeşi Şemseddin el-Cüveyni gibi İlhanlı devlet adamlarının takdir ve iltifatlarını kazandı. İbn-i Sina’nın tıbba dair Şifa adlı eserini bir cildde yazarak Hindistan melikine hediye edince kendisine iki yüz bin miskal altın verildi.
İyi bir edib, şair, fakih ve fazilet sahibi olan Yakut-ı Musta’sımi, 1298 (H.698)de, yüz yaşına yaklaşmış olduğu halde, Bağdat’ta vefat etti. İçinde kendi yazıları ve levhaları bulunan caminin kabristanına defnedildi.
Hat tarihinin belli başlı dönüm noktalarından birini teşkil eden Yakut-ı Musta’sımi, kendinden öncekilerle sonrakiler arasında halka vazifesi görmüştür. Hat sanatı tarihinde muhtelif yönlerden gelen nehirlerin tekrar çeşitli kollara ayrılmak üzere birleştiği durulma noktası gibi olan Yakut-ı Musta’sımi, kendinden önce gelen hattatların eserlerinden ve zamanındaki üstadlardan istifade ederek şöhret bulmuştur.
Kıblet-ül-küttab
Daha hayattayken hat sanatındaki kudretini kabul ettirmiş, şöhretiyle birlikte, tesiri de yayılmış ve haklı olarak, Kıblet-ül-küttab (katiplerin yani hattatların kıblesi) diye anılmıştır. İbn-i Mukle ve İbn-ül-Bevvab gibi hattatların bildirdiği yazı kaidelerine bağlı kalmakla birlikte kendine has yenilikler geliştirmiştir. Altı yazı stilinde de üstad derecesinde hattatlar yetiştirmiştir. Müstekimzade Silsilet-ül-Hattatin adlı kitabında Menakıb-ı Hünerveran yazarı ali Efendiden faydalanarak
Yakut’un çeşitli yazı stillerinde üstad olan talebelerini şöyle sıralamıştır.
1. Abdullah es-Sayrafi (Nesih üstadı),
2. Ergun bin Abdullah (Muhakkak üstadı),
3. Yahya Sofi (Sülüs üstadı),
4. Mübarek Şah Kutb (Tevki üstadı),
5. Mübarek Şah Süyuti (Reyhani üstadı),
6. Şeyh Ahmed Sühreverdi (Rik’a üstadı).
Kendisiyle birlikte bu altı büyük talebesi hat sahasında; üstadan-ı seb’a, yani yedi üstad olarak anılır.
Yakut-ı Musta’sımi’nin günümüze kadar gelen eserlerinin çoğu Kur’an-ı kerim yazmasıdır. Kur’an-ı kerimden başka küçük hadis-i şerif mecmuaları da yazmış olan Yakut, küçük kısa divanlar, şiir mecmuaları, manzum ve mensur sözlerden derlenmiş, risaleler de yazmıştır. Bu çalışmalarından bilinenleri; Esrar-ül-Hükema, Ahbar ve Eş’ar ve Nevadir ve Fiker ve Hikem ve Vasaya-i Müntehaba, adab ve Hikem ve Ahbar ve asar ve Fiker ve Eş’ar-i Müntehaba, Risale fil-Hatt gibi eserlerdir.
Yakut-ı Musta’sımi’nin 1296 (H.696)’da istinsah ettiği Meşariku’l-Envar adlı kitap, İstanbul Süleymaniye Kütüphanesi Ayasofya bölümü 899 numarada kayıtlıdır.
Kendisinden önceki hat sanatıyla kendisinden sonraki hat sanatı için bir köprü özelliğinde olan Yakut el-Musta’sımi, hat sanatıyla ilgili yeni bir mekteb kurmuş, Osmanlı devri hattatlarına da ışık tutmuştur.